10 Temmuz 2007 Salı

İLHAN SELÇUK (İS) SÜRÜM 2007

İlginç bir adam şu İlhan Selçuk. Her dönemin ihtiyacına göre kendisinin farklı bir versiyonunu piyasaya sürebilmeyi başaran nadir insanlardan birisi kendisi. Bunu önemli bir yetenek olarak zikrettiğimi belirtmek isterim. Aynı yeteneklere sahip; hatta bunda Selçuk'tan daha da başarılı olan birisi daha var: Doğu Perinçek. Şimdilik Perinçek'i sonraki bir yazıya bırakalım ve İS Sürüm (Version) 2007 ile konumuza devam edelim.

2007 yılına damgasını vuran bazı çıkışları oldu Selçuk'un. Bunlardan birincisi Cumhurbaşkanı Sezer ile olan sıkı-fıkı ilişkisi. Kimseler ile görüşmeyen, kendisini halktan koparıp köşke tıkayan Sezer ile görüşebilen, hatta ona fikir babalığı yapabilen bir isim İlhan Selçuk. İkinci özelliği, ''Tehlikenin farkında mısınız?'' başlığı ile AKP'ye karşı bir ittifak oluşturma arayışına girmesi ve bununla belli çevrelerin endişelerini korkuya dönüştürmeyi amaçlaması (Bu çıkışı ile başka bir şeyi amaçlamış olabileceğini belirtmişti Tamer Kormaz, son paragraftaki alıntıya bakabilirsiniz). Bu ittifak oluşturma meselesi çok su götürür. Onun için Cumhuriyet gazetesi ve İlhan Selçuk'un Ulusalcı hareketin oluşumunda oynadıkları rolü de irdelemek gerekir. Sezer'in Ulusalcı Kanaltürk'e para aktardığından daha önceki bir yazıda bahsetmiştim. Selçuk-Sezer ilişkisine de az önce değindik. Bu iki bilgi bir köşede dursun. Burada kesip, İS 2007'nin bir başka yeni-pakt oluşturma çabasına değinelim. Evet!, seçim öcesi, MHP ile olan yakınlaşma ve ortak hareket etme gayretinden bahsediyorum. Sol kesimden, böylesi bir MHP-CHP-Cumhuriyet Gazetesi yakınlaşmasına bazı tepkiler gelsede bazılarının AKP tehlikesı! karşısında bu yakınlaşmayı mübah gördükleri de açık. Kolay değil; 80 döneminde birbirlerini boğazlamış iki farklı oluşumdan bahsediyoruz. Eğer her iki taraf da samimi ise bu çok güzel bir gelişme tabiki. Ancak benim bu yakınlaşmanın niteliği konusunda ciddi endişelerim var. Birileri, siyaset arenasında bazı dengelerin değişmesinden ürktüğü için panik havası içinde hareket ediyor ve bu gayretleri bazen sergiledikleri garip ama komik söz ve uygulamarında kendisini hissetiriyor.

Bu garipliklerden bir tanesi gene Selçuk'tan geldi geçenlerde. Zaman gazetesindeki (9 Temmuz 2007) bir haberde şöyle deniyor: ''12 Mart askeri muhtırası sonrasında kendisine işkence yapanları affettiğini belirten Selçuk, bu tavrını eleştirenleri ise 'dönek solculuk' ile suçladı.'' Bu alıntıda geçen gariplik Selçuk'un 80 dönemine ait olayları tek taraflı olarak değerlendirip ülkücüleri önce işkencecilikle suçlayıp ardından da onları affettiğini ilan etmesi değil. Ya, alıntının devamında okuduğumuz ve Selçuk'un kendisini bu yakınlaşmadan dolayı eleştiren solcuları döneklikle suçlaması. Bir an için kendisinin bağışlayıcı ifadelerinde samimi olduğunu farzedelim. Sol camia açısından bir dönmelik yapılmış ise bu bizzat Selçuk'un ifadeleri ile yapılmış olmuyor mu? Yakınlaşmaya hala karşı çıkan solcular bir bakıma davalarına bağlı kalmayı tercih eden solcular olmuş olmazlar mı? Güzel ama boş bir kelime oyunu ile tepkileri savuşturmanın iliginç bir örneği anlayacağınız. Yani, karşı tarafı hiç hak etmediği bir itham ile suçlayıp baskı altına alma taktiği. İsmini hemen hatırladınız herhalde bu meşhur Cumhuriyet Gazetesi taktiğinin: ''Çamur at izi kalsın.'' Bush'un kendisine karşı çıkan herkesi terörist ilan etmeye mehil tavrı gibi de diyebilirsiniz...

Ama ben yinede, Selçuk'un bu ifadelerinde samimi olmasını çok arzu ederim. Kullandığı şu ifadelere bakınız: ''Türkiye tehlikenin farkındadır. Tüm sağcılar, solcular, ilericiler, gericiler, vaktiyle birbirlerine diş bilemiş ve can yakmış olanlar Cumhuriyet Türkiyesi'ni yaşatmakta buluşacaklardır. Geçmiş geçmişte kaldı, dünden kalma kin güdüleri bugün eskimiş bakkal defterinde veresiye hesabının değerinde bile değil.'' İşte tam bu noktada anlayamadığım bir şey var. Geçmişteki kanlı hesapları Cumhuriyet Türkiye'si için yok sayıp unutmaya açık olduğunu ifade eden bir zat ve gazetesi nasıl olurda halihazırda siyasey yapan ve kendileri ile hiç bir kanlı çatışmaya girmemiş AKP gibi bir partiye bu kadar düşman olurlar. Ya da; tüm söylem ve uygulamarında Türkiye'deki farklı grupları kardeşlik duygusu etrafında buluşturmaya çalışan Fethullah Gülen gibi birisi nasıl olurda İlhan Selçuk'un en çok nefret ettiği kişiler arasında baş sırada olur. Üstelik az önce de belirttiğim gibi hem AKP tabanı hem de Fethullah Gülen sevenleri şimdiye kadar hiç bir solcunun burnunu bile kanatmadıkları gibi aksine hep birleştirici ve uzlaşmacı oldular. AKP, bünyesine her kesimden (CHP, Alevi, Kürt,vs.) adaylar ilave ederken, Fethullah Gülen daha da ileri gidip çok daha farklı kesimleri ortak vatandaşlık ve kardeşlik paydası etrafında buluşturmayı amaçlayan vakıflar kurdu. Bütün bunlar karşısında, yukarıdaki ifadelerin sahibi olabilen bir Selçuk'un en azından husumet sergilememesi gerekmez miydi? Yoksa bu husumetler şimdiki konjektur gereği yok sayılmamalı mı? Unutulmaları için illa ki aradan uzun zaman geçmesi mi gerekir? Ya da bu husumetlerin ''eskimiş bakkal defterindeki veresiye hesabı'' değerine düşmesini mi beklememiz gerekir?

Gelelim İS 2007'nin bu son sürümünün en son maharetine. İS 2007, artan AKP tehlikesine karşı en sonunda Bush'tan bile destek istedi (Taha Kıvanç, Yenişafak, 9 Ocak 2007). Taha Kıvanç'ın İS 2007'den aktardığı alıntıları okumaya devam edelim:

''Herkesin bildiği gibi Türkiye'deki siyasal iktidarların ipleri Amerika'nın elindedir... / Önümüzdeki yıl bizde hem cumhurbaşkanı seçimi var... / Hem genel seçim var... / Topal ördek ne yapacak?.. / Bush ne düşünüyor?.. / Amerika Irak'a girdi, komşumuzda yarım milyondan fazla insan öldü... / Kayıplar 650 bini aştı.. / 'Ilımlı İslam devleti modeli' ni Türkiye'nin başına bela gibi saran artık topal ördektir... / Peki, bu topal ördek Türkiye'de topallamayacak mı?...''

''Artık çok iyi biliniyor ki dinci ya da takıyyeci AKP iktidarı Ortadoğu'da bir Amerikan marifeti... / Ancak Bush 'AKP operasyonu' ndan beklediğini alamadı!.. Amerika bugün terör örgütü PKK'yi Türkiye'ye karşı kullanıyor... / Türkiye'de 'huzursuzluk' ve 'istikrarsızlık' doruğa tırmanıyor... / Bush yönetimi ne yapmalı?... Bush, Ortadoğu'da bir yeni istikrar arayışına yönelmek zorundaysa bu işe Türkiye'den başlaması aklın yoludur... / (..) Ortadoğu cehennem... / Bu cehennemde ne yapacağını şaşıran Başkan Bush'un Türkiye'de dincilik ve bölücülük siyasetlerini bir yana bırakarak Atatürk'ün laik Cumhuriyetini Ortadoğu'da bir denge unsuru gibi düşünmesi gerekiyor...''

Alıntılar içerisindeki bazı hakikat kırıntılarını okurken duygulanmamak elde değil. Ancak hemen ardından Bush'a akıl veren, Türkiye'de her istediğini yapabiliyorsun bari gel benim istediğim şeyi yap ve AKP'yi başımızdan defet hayıflanması dikkate şayan. Yani sizin anlayacağınız şunu demek istiyor İS 2007: ABD, Türkiye'ye İS 2007'nin ve mensubu olduğu kesimin (eskilerin Atatürk düşmanı ama şimdilerde laikliğin ve Atatürk'ün tek ve yılmaz koruyucuları!) arzu ettikleri bir müdahelede bulunabilir ve gerektiğinde bulunmalıdırda. Bu satırları okuyan bir insanın ya hu ne menem şeymiş şu AKP iktidarı diyesi geliyor. Yazıkki bu takıyyecilerin!, ABD uşaklarının!, Türkiyedeki ''huzursuzluk'' ve ''istikrarsızlığın'' müsebbibi AKP'nin! tek farkında olan da bu çevreler. Ben şimdiye kadar farkedememişim. Yazık bana...

İS 2007'den yapılan alıntıdaki diğer bir çelişki ile devam edelim. Sözlerine başlarken ABD'nin ve dolayısıylada Bush'un fecaatleri ve hataları ile başlıyor İS 2007. ABD'nin komşumuza müdahelelerinin neticesinde Ortadoğu'nun cehenneme dönüştüğünü, yarım milyondan fazla insanın öldüğünü ve kayıpların 650 bini aştığını belirtmeden edemiyor. Ardından ise; bu şecaatlerin müsebbibi Bush'a bir tavsiye ve davette bulunup ona şöyle sesleniyor: ''Bush, Ortadoğu'da bir yeni istikrar arayışına yönelmek zorundaysa bu işe Türkiye'den başlaması aklın yoludur...'' Çelişki içinde çelişki. Hangi birini analiz edeyim. Yani, Bush'un yukarıda kendisinin de zikrettiği hataları ve suçları sanki masum bir istikrar arayışı gayretleri imiş de Bush yanlış adres seçmiş bu istikrar arayışı için. Bu alıntıları okuyan bir kişi kendi kendine; bu kadar felaketin tetikçisi Bush (İS 2007 değerlendirmesi açısından) hangi mantıkla Türkiye'de birşeyler yapmalı imiş ki diye sormaz mı? Aynı adam istikrar arayacağım derken Türkiye'yi de benzer bir ''cehenneme'' sokmaz mı? Sonra, kendisi için ''bugün terör örgütü PKK'yi Türkiye'ye karşı kullanıyor'' dediğin ve ''Türkiye'deki siyasal iktidarların iplerini'' elinde tuttuğunu söylediğin ABD'nin, hangi mantıkla istikrar arayışına senin ülkenden başlaması gerektiğini iddia edebiliyorsun ki?.... Akla ziyan şeyler bunlar...


Hadi bunu da geçtik, İS 2007'nin bir hassasiyetini daha öğreniyoruz aynı alıntılar içerisinde. Bakın ne diyor: 'Ilımlı İslam devleti modeli' ni Türkiye'nin başına bela gibi saran artık topal ördektir...'' Anladınız değil mi hangi hassasiyetten bahsettiğimi? Meğer bizim İS 2007 sürümünün bir hassasiyeti de İslam'ın güvenliği imiş. ABD ''Ilımlı İslam'' modelini başımıza musallat etmiş. Geleneksel İslam'ı tehdit eden bir gelişme anlayacağınız. Açıkçası bu tür gelişmeler en çok dindar çevreleri rahatsız ediyor. Kimbilir belki de bu yğzden İS'nin yeni sürümleri, bu dindar çevreler ile olan husumetini de bir gün bir kenara bıraktığını söyler ve onlarla birlikte çalışacağını ilan eder. Sırf ABD'nin başımıza sarmaya çalıştığı ve belli ki geleneksel İslam'ın bir alternatifi olan ''Ilımlı İslam Modeli'nin'' başarılı olamaması için... Kendisine o zaman için karşı çıkan günümüz ulusalcılarını da dönek ulusalcı ilan eder mi acaba. Bakalım göreceğiz?

İS 2007'nin yaman bir çelişkisinden daha bahsedip bitirelim. Bakın Taha Kıvanç (Yenişafak, 6 Temmuz 2007) ne diyor: ''İlhan Bey'in yalnızca ilk baskısına devlet kütüphanelerinde ulaşılabilen 'Güzel Amerikalı' adlı bir kitabı olduğunu biliyordum elbette; nasıl bilmem, 1980'lerden beri elimin altında durur o kitap ve punduna düşürüp mutlaka sözünü ederim. Amerikan Haberler Merkezi (USIS) dâvetine katılmış ve Amerika'nın değişik kentlerinde gözlemde bulunmuştur İlhan Selçuk 1960'larda; 'Güzel Amerikalı' o geziden 'güzel' izlenimlerini yansıtır… Bu sebeple, Mr. Bush'a hitaben kaleme aldığı, Ak Parti hükümeti pis, onu tutmaktan vazgeç, bizi destekle, anlamına gelen yazıları çıkmaya başladığında (Kasım 2006) İlhan Selçuk'un, herkes şaşırdı da ben sadece gülümsedim. Sonra istediği olmadı galiba ki, Mr. Bush yeniden hedef tahtası haline geldi Cumhuriyet sayfalarında.'' Al takke ver külah buna deniyor herhalde. Yoksa; bu alıntılardaki İS, aslında İS 1960 sürümü o yüzden normal görmek lazım mı demeliyim. Yukarıdaki satırları okuyunca siz nasıl bir çıkarım yapıyorsunuz bilemiyorum. Ancak ben, bu konuda Tamer Kormaz'ın yorumunu çok beğendiğimi belirtmek isterim (Zaman, 12 Ocak 2007). Onun ötesinde yorum yapmanın malumu ilanın ötesine geçemeyeceğini de bildiğimden Tamer Bey'in o enfes yorumu ile bitiriyorum: ''Kamera şakası değil: Türkiye'de AKP iktidarının alaşağı edilmesi için ince ince Bush'tan yardım isteyen bir İlhan Selçuk var, karşımızda! Bahsettiğim satırlar kırıntı hükmünde: Cumhuriyet'in Gizli Amerikancılığı'nın çok daha derinde saklı bir gerçek olduğu kanısındayım! İlhan Selçuk, MİT Müsteşarı'nın son çıkışını dahi ''MİT ulusuna 'Tehlikenin farkında mısınız?' dedi" diye çarpıttı... İşin sırrı bu 'Tehlikenin farkında mısınız?' parolasında saklı gibi: Görüntüde sözü edilen 'AKP sayesinde artan şeriat tehlikesi'; peki ya perde arkasında? İlhan Selçuk'un 'tehlike' olarak gördüğü gelişme, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 2006'da ABD'nin yörüngesinden çıkması olmasın?'' 10 Temmuz 2007