14 Mart 2016 Pazartesi

TROLLER: SOSYAL MEDYA TACİZCİLERİ!

Bu yazı 14 Mart 2016 tarihinde Yeniyön.tv de yayınlanan köşe yazısıdır.


İnternet ortamında sıkça karşılaştığımız trol (İng. Troll) meselesi yeni bir sorun değil. İnternet’in ilk kullanıma girdiği yıllardan itibaren üzerinde tartışılan bir konu. Gelişmiş ülkelerde İnternet trolleri meselesi sosyoloji ve psikolojinin sahasına gireli çok oldu. Bizim ülkemizde ise daha çok sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla tanınmaya başlanan yeni bir kavram.

Hattâ ülkemizde, trol konusu sistematik olarak ele alınmadığı; yalnızca duygusal boyutta muâmele gördüğü için, bugün en ufak bir eleştiri karşısında bile karşıdakini trol olarak nitelendirebiliyoruz. Twitter, doğası gereği ve kullanım çokluğu yönüyle bu hastalık belirtisinin en çok görüldüğü platform konumunda. Periscope da, Twitter bazlı çalıştığı ve görüntülü yayın yapmanın getirdiği özelliklerinden dolayı troller için yeni bir bereketli mecrâ oluşturmakta ki bu konuya ayrı bir yazıyla değiniriz.

AK Parti’nin sosyal medya üzerindeki propaganda gücünün zayıf olduğunu farkmesinin ardından devlet imkânlarını kullanarak sayıları binlerle ifâde edilen ‘trol orduları’ teşkil etmesiyle birlikte, troll kavramı, ‘AK Trol’ tanımlaması üzerinden ülkemizde daha bilinir ve konuşulur bir hâl aldı.

Bu noktada şu soruyu irdelemek önem arz ediyor. Trollük ile ilişkilendirilen rahatsızlık verici davranış biçimleri İnternet’in doğası neticesinde mi doğdu; yoksa toplumda zâten varolan bir takım kişilik ve davranış bozuklukları, İnternet üzerinde kendisine gelişme ve uygulama sahası mı buldu?

‘Sosyal Medya Bizi Dönüştürüyor mu?’ başlıklı yazımızda insanın İnternet ile olan ilişkisini, onun para ile olan ilişkisine benzetmiştik.

Aynı minvalde, yukarıdaki soruya 18. Yüzyıl Fransız romancılarından Marie J. Riccoboni’nin bir sözü ile yanıt arayalım. ‘’Para insanı değiştirmez, sadece yüzündeki maskeyi düşürür’’ der Riccoboni.

Bu bağlamda, özellikle sosyal etkileşimler temeline dayanan İnternet 2.0 teknolojilerinin bozulan insan kimyasının yüzündeki maskeyi düşüren bir zemin tesis ettiğini, zâten ahlâkî ve vicdânî erozyonlar yaşayan günümüz insanının o ortamda geniş bir hareket sahası bulduğunu söylemek mümkün.

Yâni olay, başlangıcı itibarıyla, aslında İnternet’in insanları bozması değil de, bozulan insanın akan suyun kendine bir yol bulması gibi çirkefleşen dünyasını akıtacak yeni bir mecrâ bulması şeklinde algılanabilir. Elbette, İnternet ve sosyal medyanın bir önceki yazımızda işâret ettiğimiz gibi insanı sonradan ve zamanla dönüştüren etkisini de göz ardı etmemek gerekir.

Buna ilâveten; her geliştirdiği şeyin zamanla esiri olmayı ve onun tarafından bir dönüşüme uğramayı çok iyi becerebilen aciz varlıklar olduğumuz hakikatini de unutmamak gerekiyor.

Normal hayat şartlarında sergilemeye cesâret edemeyeceğimiz bir çok davranış ve tutumu İnternet’in gizemli, gizli, ve daha çok etkileşime imkân tanıyan dehlizlerinde sergilemeye cesâret edebilen insan sayısı azımsanamayacak düzeyde. 

İnsanlararası ilişkiler ve sosyo-psikolojinin alanına giren yönleriyle bugün İnternet üzerinde resim, yazı, ses ve görüntü paylaşımlarına imkan tanıyan Instagram, Twitter, Facebook, Periscope gibi bir çok platformda karşılaşılan en ciddi sorun trol sorunudur ve gelişen teknolojiye rağmen hâlâ önüne geçilememiştir.

Yalnızca ülkemizde değil, gelişmiş ülkelerde de karşılaşılan en büyük sosyal iletişim sorunlarının başında gelmektedir trol sorunu. Örnek olması açısından birkaç örnek vereyim.

Meselâ ABD’de, Huffington Post’ta çıkan bir haberde beyzbol oyuncusu bir baba, kızının beyzbol bursu kazandığı üniversitenin adını açıkladığında bir çok trol tarafından cinsel tehditler içeren hakâret mesajları aldığını açıklamıştı. İşin garip tarafı da bu çirkefliği sergileyenlerin çoğunun, tıpkı kızı gibi değişik üniversitelerin takımlarında oynayan atletler olmalarıydı.

Durumu şikâyet eden baba o kişilerin bulunup ceza almalarını sağlamış, ardından yaptığı açıklamada ise; bu, ‘’klavye ve monitörlerin ardında büyüyen çocukların gerçek dünyaya ait olan bir dersi öğrenemediklerini; onun da gerçek dünyada yaptıkları şeylerden sorumlu tutulacaklarını bilmemeleri’’ olduğunu dile getirmişti.

Yine ABD’de CNN’de çıkan bir haberde; bir bayan sinema sanatçısının bir basket maçının ardından yazdığı Twitter mesajı üzerine aldığı küfür ve tehdit dolu mesajlar ve sorumluların dava edilmeleri ele alınıyordu.

Konu hakkında açıklama yapan Twitter CEO’su Costolo ise bu tür tâciz edici kişilere karşı önlem alma konusunda yetersiz kaldıklarını itirâf etmişti.

AK Troller ve ülkemizde bu konuda yaşanan sıkıntılara değinerek devâm edeceğiz…