2 Ocak 2009 Cuma

İSRAİL VE MEDYA

Bu yazı 3 Ocak 2009 tarihli IV. Kuvvet Medya Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Öyle bir ülke düşünün ki, bir şehir büyüklüğünde olduğu halde adı her mevz-u bahis olduğunda dünyanın tüm halkları da medyasıyla ve kamuoyuyla işin içine bir şekilde girmiş olsun. Kimisi onun yaptıklarına ateş püskürmeye başlasın, kimisi alenen onu desteklesin, kimisi de ‘ama’lı cümleler eşliğinde taklalar atarak vaziyeti kurtarma telaşına düşsün. Öyle ya da böyle, bugün İsrail ne zaman bir yere saldırsa, yeni kanlar ve gözyaşları dökmeye yeltense dünya genelinde, özellikle medya bazında, işte böyle bir etkiyi de hasıl etmekte.

Dünyanın geride kalan 200 küsür ülkesinde cereyan eden önemli hadiseler özellikle batı medyasında ya hiç haber yapılmaz veyahutta geçiştirilir. Türkiye veya dengi bir ülkenin Başbakanı Amerika’yı ziyaret eder, bu CNN’de bile çıkmaz. Oysa bize Amerikalı bir aktör tatile gelir de günlerce bu konuşulur durur. Hürriyet vb. gazetelerin sayfaları ilgili aktörün yarı çıplak resimleri ile dolar, sanatçının davet edenlerinden talep ettiği içkinin adından, kalacağı odada bulunmasını istediği havluya varana kadar herşeyi öğrenir Türk kamuoyu. Oysa, bizimki gibi ülkelerden oraya giden devlet ricalinin Amerika’ya ayak basmasını bırakın ne tür bir taleple oraya gittiklerinin bile hiç bir önemi yoktur onlar için.

Oysa konu İsrail olunca işler değişir. Olmert veya Perez (önceden de Şaron’un) CNN’de verdikleri demeç sayısı Amerikan Başkanı’ninkinden çoktur. En ufak bir bölgesel çekişmede hemen bir İsrail Başkanı’nın yada bir bakanının mülakatı yayınlanır Amerikan televizyonlarında.

İsrail’in son vahşeti de her zamanki gibi dünya medyasını terazinin kefesine koydu ve onları samimiyet testine tabi tuttu. Bu son saldırıda da genel olarak Amerikan medyası, özel olarakta CNN ellerinden geleni yapıp, olayı; İsrail’e atılan füzelere karşı meşru müdafaa, Hamas ‘militanlarını’ temizleme operasyonu (bu arada Hamas’ın seçimle iş başına geldiğini hatırlatan yok) şeklinde sunma gayreti içerisindeler. ‘Umarız uzun sürmez’ sözleri ile döktükleri timsah gözyaşları ise cabası. Ölü sayılarını verirken bile ‘’bir Filistinli doktorun söylediğine göre, ölenlerin çoğu Hamas elemanı’’ demek suretiyle ölenlerin çoğunun aslında çocuklar ve diğer masum insanlar olduğu gerçeğini örtbas ediyorlar. Fox News ise hemen bir Hamas belgeseli sunmakta gecikmedi mesela.

Olaya tepki veren Arap medyası malum; ‘gaz alma’ telaşında ve bir şey yapamamanın verdiği halet-i ruhiye ile lafı ağzında geveleyip duruyor hamasi nutuklar eşliğinde. Türk medyasının tepkisini ise, geçenlerde DKM sayfalarında okuduğunuz ‘’İsrail Filistin’e Bomba Yağdırdı; ‘Bizim Gazeteler’ Ne Yaptı?’’ başlıklı yazı özetler mahiyetteydi (Ertuğrul Acar, 28 Aralık 2008). Basınımızın geneli olaya verilmesi gereken tepkileri verirken, maalesef Radikal, Cumhuriyet, ve Akşam gazetelerinin yukarıda zikrettiğim ‘takla atan gazateler’ (İsrail mevz-u bahis olduğunda) safına nasıl dahil olduklarını gözler önüne seriyordu o yazı. Hele Akşam Gazetesi’nin ‘’Bunun Adı Savaş’’ diyerek, aslı katliam olan bir hadisenin savaş (yani karşılıklı sataşma; bu, olayın diğer taraf açısından-İsrail- nefs-i müdafaa olduğu varsayımını da beraberinde getirir) olarak takdim edilme gayretine girişmiş olması yeterince düşündürücü... Bu yazıdan bir kaç gün sonra Yenişafak’tan Tamer Korkmaz’ın (1 Ocak 2009) geçtiği özet de bahsimizi destekler nitelikte. Korkmaz’ın sözü ile bu faslı kapatıyorum: ‘’Medyamızdaki ABD-İsrail muhipleri ise ‘füze gözbağcılığı’ (Hamas’ın fırlattığı bir kaç füzeyi kastediyor, UT) yaparak örtülü biçimde İsrail’in katliamını haklı göstermeye çabalıyorlar... Başbakan’ın İsrail’e çıkışmasına bozuk çalışıyorlar.’’

Yine, DKM sayfalarında okuduğum Murat Birsel’e ait bir alıntı yazıda da bu İsrail ve dünya medyası bahsine ışık tutacak ilginç bir özet sunulmuştu okurlara. Yazar; ‘’İsrail saldırısından sonra dünyanın en önemli haber kanallarını taradım, afedersiniz ne kadar güzel, iyi giyimli insan varsa İsrail tarafında... Yine –afedersiniz- ne kadar pejmurde, meramını anlatamayan, yaka bağır aççık saç sakal karışmış insan varsa haklı tarafta... Yerden göğe haklı ama haklılığını haykıramıyor!’’ derken işte bahsettiğim bu hakikata değişik bir zaviyeden işaret ediyordu.

Gelelim merakla beklenen İsrail medyasına. Bu konudaki özeti de Fehmi Koru’dan okuduk geçenlerde (Yenişafak, 31 Aralık 2008). Koru’ya göre İsrail gazeteleri de saldırıyı destekliyor ve önceden bir takım muhalif sesler olabilsede bu son saldırı dolayısıyla İsrail’in daha bir yek vücut hareket ettiğine işaret ediyor. Her ne kadar geçenlerde The Huffington Post’un sitesinde okuduğum Greg Mitchell imzalı bir yazı (28 Aralık 2008) Haaretz Gazetesi’nin istisna olduğuna işaret etsede, bu genelin ahvalini değiştirmez. İlginçtir o yazıda Mitchell yaşanan dram karşısında ‘’Her zamanki gibi: Atak karşısında Amerikan medyası (ve bir çok liberal) sessiz, bir İsrail Gazetesi endişelerini izhar ediyor’’ diyordu; benim az önce sunduğum özeti desteklercesine...

Bu konuda söz dönüp dolaşıp her zaman ‘onlar ve bizim hal-i pür melalimiz’ noktasına geldiği için sözü daha fazla uzatmadan, yorumların devamını herkesin kendi vicdanına havale ediyor, ölen Filistinli masum kardeşlerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Bir koltuk, para ve güç uğruna, İsrail bombaları altında can veren masumlarına değil de, Hamas ile arasındaki çekişmeye odaklanan, seçimde yenişemediği Hamas’ın İsrail füzeleri ile (diğer masumlar ile birlikte) yıkılmasına göz yuman Filistin Kurtuluş Cephesi yetkililerine ve onlara cesaret veren bazı Arap krallarına/devletlerine de Allah akıl fikir versin diyorum.

Not: Bu yazıyı bitirdikten sonra yahoo.news’e takıldı gözüm. Yarım saat önce Associate Press’ten geçilen bir haberde Amerikan Dışişleri Bakanı Condolezza Rice’ın şu sözleri haber geçilmişti dünya kamuoyuna. ‘’ Amerikan Dışişleri Bakanı Condolezza Rice militan Hamas örgütünü Gaza’lı insanları rehin tutmakla suçladı... Hamas Filistin’in otoritesi Mahmut Abbas’ın güçlerine karşı gerçekleştirdiği kanunsuz darbeden (yapılan demokratik yerel seçimleri kastediyor, UT) beridir Gaza’daki insanları rehin tutuyor.’’ Utanmasalar İsrail o insanları özgürleştirmek için füze yağdırıyor bile diyecekler. Tıpkı Irak’ta olduğu gibi. İşte batı medyasından yansıyan en sıcak göz boyama örneği... 2 Ocak 2009